Bugünlük bu kadar yeter..
Ruhsal öğretiler der ki "Herkes kendi evreninde, kendi dünyasında tektir"..
Yaradılışın sistemi çok ilginç işliyor. Bedenimiz, hava, su, toprak,
dünya, evren.. her şey atomlardan oluştuğuna göre ve atomlar da kocaman
bir boşluk içinde dönen elektron ve protonlardan oluştuğuna göre,
evrende muazzam bir boşluk var demektir. Buna ALAN diyoruz. Alanın
içinde aslında boşluk yok. Burada fizik kanunlarından ve maddeden farklı
hareket eden bir enerji var. Bu enerjinin kaynağı bilinmiyor. Ezeli ve
ebedi, yani hiç yok olmayacak ve başlangıcı belli değil.
Ama 1
metreküplük havadaki boşluktaki enerji ölçülmüş ve 10üzeri40
bulunmuştur. Yani sadece o kadarı bile ısı enerjisine çevrilebilseydi
dünyadaki okyanusların tamamı bir anda buharlaşabilirdi!
Enerji, suya atılmış bir taşın oluşturduğu halkalar gibi
hareket ediyor ve yayılıyor. Bir frekansı var. Dalgaboyu var. Gücü var.
Ve tabi mors alfabesi gibi kodlar taşıyor yani Evrensel Bilgi taşıyor.
Biz insanlar bu alan da nasıl faaliyet gösteriyoruz peki?
Hücrelerimizden yayılan enerji de aynı enerji.. Ama bu enerjinin gücü,
taşıdığı kod, frekansı tamamiyle bilinçaltımızdan geliyor. Beyin ilginç
bir organ. Elektromanyetik bir yapısı var. Ve tüm duygu ve inanç
kalıplarımızı evrendeki alana sürekli yayıyor. İlişkilerimizde sürekli
bir kısır döngü içindeysek, bu genellikle bizim bilinçaltımızdaki inanç
kalıbından ileri geliyor diyoruz. Ama bunun mekaniğini tam olarak
bilmiyoruz. Kendiliğinden olan bir şey.
Yani İNATLA "Lütfen
enerjinizi temizleyin, bilinçaltınızı temizleyin.. Olumlama
cümlelerinizi İNANARAK okuyun." dememin BİLİMSEL sebepleri bunlar..
Sevgilerimle,
Ekin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder