26 Ağustos 2013 Pazartesi

21 AĞUSTOS DOLUNAY'ı üzerine..

Telefonlarım susmadı, facebook üzerinden onlarca mesaj aldım. Şimdi cevap verme zamanı geldi.
Evet, 21 Ağustos'ta yazdığım üzerine, Dolunay ile birlikte Bitiş/Başlangıç/Tamamlanma dönemine girdik ve bitti. Şimdi etkilerini konuşalım..
Hayatından -çıkması- gereken insanlar gittiler, çünkü onlar senin tekamülün için hayatındaydılar. Onlardan alman gerekeni aldın, onlara vermen gerekenleri verdin. Ruhsal bütünlüğüne ulaşman için alman gereken derslerin -bir kısmı- tamamlandı.
Kırılmış, üzülmüş, terk edilmiş ya da terk etmiş olabilirsin. Bunların bir önemi yok. Önemli olan; düşmanlıktan, nefisten (egodan), kızgınlık ya da kırgınlıktan uzak durman. Herkesi ve her şeyi -sevgiyle- uğurlaman. Lütfen hatırla: Sen, -sen- olmak için yaratıldın ve önemli olan ruhsal bütünlüğüne, öz'üne ulaşman.
Merak etme, bu yaraların sarılacak ve yenilenmiş olarak tekrar ayağa kalkacaksın.
Bu, bir dönemdi, kendisi bir kaç gün ama etkisi biraz daha uzun.. Şimdi lütfen sadece ŞÜKRET.
Sevgilerimle..

Tövbe etmek üzerine..

Tövbe etmek (günahlardan/hatalardan pişman olmak/özür dilemek):

Tövbe etmek gönlü rahatlatır, şeytanı susturur, rızka ve ömre bereket, bedene sağlık verir, müsibetlerden korunmamıza vesile olur. Rabbimize yakınlık hasıl eder. Tövbe suyuyla yıkanmak insanı münevver eder, sürur ve huzur verir, ruhu olgunlaştırır.

Atasözümüz ne güzel açıklar: "Bizim tövbemiz de tövbeye muhtaç." İnsanoğluyuz, nefsimize her an söz geçiremeyebiliriz. O yüzden adeta her nefesimizde 'Tövbe Estağfurullah' çekmemiz gerekir.

Sevgilerimle,
Ekin..