1 Ekim 2013 Salı

Bugünlük bu kadar yeter..

Ruhsal öğretiler der ki "Herkes kendi evreninde, kendi dünyasında tektir"..
Yaradılışın sistemi çok ilginç işliyor. Bedenimiz, hava, su, toprak, dünya, evren.. her şey atomlardan oluştuğuna göre ve atomlar da kocaman bir boşluk içinde dönen elektron ve protonlardan oluştuğuna göre, evrende muazzam bir boşluk var demektir. Buna ALAN diyoruz. Alanın içinde aslında boşluk yok. Burada fizik kanunlarından ve maddeden farklı hareket eden bir enerji var. Bu enerjinin kaynağı bilinmiyor. Ezeli ve ebedi, yani hiç yok olmayacak ve başlangıcı belli değil.

Ama 1 metreküplük havadaki boşluktaki enerji ölçülmüş ve 10üzeri40 bulunmuştur. Yani sadece o kadarı bile ısı enerjisine çevrilebilseydi dünyadaki okyanusların tamamı bir anda buharlaşabilirdi!
Enerji, suya atılmış bir taşın oluşturduğu halkalar gibi hareket ediyor ve yayılıyor. Bir frekansı var. Dalgaboyu var. Gücü var. Ve tabi mors alfabesi gibi kodlar taşıyor yani Evrensel Bilgi taşıyor.

Biz insanlar bu alan da nasıl faaliyet gösteriyoruz peki?

Hücrelerimizden yayılan enerji de aynı enerji.. Ama bu enerjinin gücü, taşıdığı kod, frekansı tamamiyle bilinçaltımızdan geliyor. Beyin ilginç bir organ. Elektromanyetik bir yapısı var. Ve tüm duygu ve inanç kalıplarımızı evrendeki alana sürekli yayıyor. İlişkilerimizde sürekli bir kısır döngü içindeysek, bu genellikle bizim bilinçaltımızdaki inanç kalıbından ileri geliyor diyoruz. Ama bunun mekaniğini tam olarak bilmiyoruz. Kendiliğinden olan bir şey.

Yani İNATLA "Lütfen enerjinizi temizleyin, bilinçaltınızı temizleyin.. Olumlama cümlelerinizi İNANARAK okuyun." dememin BİLİMSEL sebepleri bunlar..

Sevgilerimle,
Ekin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder